Şeyh Şamil: Kafkasların yalnız kartalı/İslam’ın mücahid evladı
Bu yazıda bir kartalı, bir mücahidi anlatmaya çalışacağım.Kartallar yalnız uçar ve korku nedir bilmez kartallar.Kartallar gözü pek ve kararlıdır. Büyük işler...
Bu yazıda bir kartalı, bir mücahidi anlatmaya çalışacağım.
Kartallar yalnız uçar ve korku nedir bilmez kartallar.
Kartallar gözü pek ve kararlıdır. Büyük işler başarırlar ve kendilerinden boyca ve vücutta çok çok ağır ve büyük olan avlarının üzerine süzüle süzüle uçarlar.
Kartallar ile kargaları tanımlayan şu sözleri çocukluğumdan beri bilir ve duyarım:
“Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar.
Güneş yalnız da olsa, etrafa ışık saçar.
Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık.
Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar.”
Kartal misali yaşadı Şeyh Şamil.
Yalnızdı, ancak cesurdu.
Yalnız Allah’a güvendi.
Şeyh Şamil, Dağıstan’ın Gimri köyünde 1797 yılında Dünya’ya geldi. Babası Avarlar’dan Muhammed, annesi Avar beylerinden Pir Budak’ın kızı Bahu Mesedu’dur. Doğduğunda kendisine dedesi Ali’nin adı verildi. Ancak sürekli hasta olduğundan ad değiştirmenin iyi geleceğine dair geleneksel inancın etkisiyle ailesi adını Şamil olarak değiştirdi. Kısa bir süre sonra sağlığına kavuşan Şamil ilk eğitimini dayısından aldı. Ardından arkadaşı Molla Muhammed ile birlikte Harakinili Said ve ileride kayınpederi olacak olan Nakşibendî şeyhi Cemâleddin Gazi-Kumukī’den dinî ilimleri tahsil etti ve yirmi yaşlarında ileri bir seviyeye ulaştı. Kuzey Kafkasya müslümanlarının XVIII. yüzyılın sonlarında Ruslar’a karşı başlattıkları, Ruslar’ın müridizm, kendilerinin gazavât adını verdikleri direniş hareketi, bu hareketin lideri İmam Mansûr’un ölümünden sonra uzun yıllar liderden mahrum kalmıştı. Nakşibendî-Hâlidî şeyhi İsmâil Sirâceddin Şirvânî’ye (Kürdemirî) intisap ederek hilâfet aldıktan sonra 1823’te Dağıstan’a dönen Şeyh Şamil’in arkadaşı Molla Muhammed 1829’da gazavât hareketinin liderliğine seçildi ve Kafkasya halklarını Ruslar’a karşı cihada davet eden bir bildiri yayımlayarak hareketi yeniden başlattı. Şeyh Şamil imam ve gazi unvanıyla anılan Molla Muhammed’in en önemli yardımcısı oldu.
Şeyh Şâmil, Çeçenistan’da yeni bir güç haline gelen Hacı Taşov ve Kibid Muhammed ile bir anlaşma yaparak Dağıstan ve Çeçenistan’da hâkimiyetini sağlamlaştırdı. Ruslar, Şeyh Şamil’i ortadan kaldırmak için Çeçenistan ve Dağıstan’a bir askerî harekât yapmaya karar verdiler. Şeyh Şamil’in direnişiyle karşılaşan Ruslar onun ateşkes önerisi üzerine Hunzak’a geri çekildiler. Bu sırada Çar I. Nikola, Tiflis’te Şeyh Şamil ile görüşmek istediyse de Şâmil bunu reddetti. Daha sonra çarın görüşme isteğini bildiren mektubuna verdiği cevapta Kafkasya’da çarın hâkimiyetini kesinlikle tanımayacağını, “vatan topraklarında taş üstünde taş bırakılmasa” bile kararını asla değiştirmeyeceğini bildirdi.
Seksen gün süren çarpışmalardan sonra Ruslar 4 Eylül 1839’da Ahulgoh’u ele geçirdilerse de binlerce kayıp verdiler. Ahulgoh savunması Kafkasya direnişinin bir dönüm noktası oldu. Kuşatmadan yedi müridiyle birlikte kurtulan Şeyh Şamil önce İçkeri’ye (Küçük Çeçenistan) gitti. Nâibleri Şuayb Molla, Hacı Taşov ve Dargili Cevad Han da buraya geldi. Şeyh Şamil kendisine itirazsız itaat edilmesi şartıyla İçkeri’nin yönetimini kabul etti ve ilk iş olarak Çeçenistan’ı dört nâibi arasında paylaştırdı. Nâibleri Ahverdil Muhammed ile Şuayb Molla Nazran, Gurzul ve Grozni’ye saldırılarda bulunurken kendisi Kuzey Dağıstan’a yönelip Rus kuvvetlerini İşkarti ve İrpili yakınlarında 1840 yılında ağır bir yenilgiye uğrattı. General Grabbe, Aşağ Çeçenistan ile Büyük Çeçenistan’a iki sefer düzenledi, ancak başarılı olamadı. Bölgedeki bazı nâiblerle hanları kendi yanına çeken Şeyh Şamil, 1841 yılının ilk yarısını Çeçenistan ve Dağıstan’da Ruslar’a karşı düzenleyeceği saldırılar için hazırlık yapmakla geçirdi. Yaz sonunda nâibleri Kibid Muhammed ile Cevad Han doğudan, Hacı Murad batıdan Avaristan’a, kendisi de Kasım 1841 sonlarında Dağıstan’a girdi. Ruslar, Şeyh Şamil’in bu saldırılarına karşılık veremedi. 1842 yılına girerken Şeyh Şâmil, Çeçenistan ve Dağıstan’ın tek hâkimi oldu.
1842’den itibaren kimi zaman savaş ve kimi vakit sulh ile geçen günlerden sonra Şeyh Şamil, Mart 1853’te Sultan Abdülmecid’e bir mektup yazarak durumu bildirdi. Buna rağmen henüz resmen savaş başlamadan Kafkasya’da ve özellikle Dağıstan’da Rus askerî yığınağını sekteye uğratacak eylemlere girişti. Nâibi Muhammed Emin, haziran ayında Suca bölgesinde Ruslar’a ait iki karakol-kaleyi ele geçirirken kendisi Zakartala tepesiyle Meseldeger’e hücum etti. 1853’ten 1859 yılına kadar kimi zaman saldırı, kimi vakit savunmada geçti.
1859 yılına girerken Şeyh Şamil yine savunma pozisyonundaydı. Yevdokimov 19-21 Şubat 1859’da yeni Dargiye’yi kuşattı. Yevdokimov ve Wrangel eş zamanlı olarak 26 Temmuz’da büyük bir saldırı başlattılar. Şeyh Şamil, ailesi ve 400 müridiyle Gunib’e çekildi. Ruslar 21 Ağustos’ta 70.000 kişilik bir orduyla Gunib’e ulaştılar. Prens Baryatinsky. Şeyh Şamil ile görüşmek istediyse de red cevabı aldı. Şeyh Şamil önce vuruşarak ölmeyi düşündüyse de sonunda oğulları Gazi Muhammed ve Muhammed Şâfiî ile birlikte teslim olmak zorunda kaldı (6 Eylül 1859). Prens Baryatinsky’nin karargâhına götürülen Şeyh Şamil saygıyla karşılandı; Ruslar uzun zamandan beri direnişini kırmaya çalıştıkları Şeyh Şamil’e iyi davrandılar.
Şeyh Şamil ertesi gün Temirhanşura’ya, oradan Saint Petersburg’a, ardından Kaluga’ya götürüldü. Çar Aleksandr onunla burada görüştü; Çarı’n onu kucakladığı rivayet edilir. 1869’da kendi isteğiyle Kiev’e gönderilen Şeyh Şamil, Ruslar’ın izin vermesi üzerine Hacca gitmek amacıyla 31 Mayıs 1869’da İstanbul’a gitti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra İstanbul’a dönmesi beklendiği için Zarif Paşa Konağı kendisine tahsis edildi. 15 Ocak 1870’te Sultan Abdülaziz’e bir veda ziyaretinde bulunup 25 Ocak’ta İstanbul’dan ayrılan Şeyh Şamil hac görevini ifa etmesinin ardından 1871 yılında Medine’de vefat etti ve Cennetü’l-baki Kabristanı’nda defnedildi.
Bir Nakşibendî şeyhi olan Şamil lider (imam) seçildikten sonra güçlü hitabeti, kararlı tutumu, askerî ve siyasî dehasıyla Dağıstan’da ve bütün Kafkasya’da temayüz etmiştir. Hem idarî hem dinî otoriteydi. Bundan dolayı yazışmalarında imam ve emîrü’l-mü’minîn unvanlarını kullanmış, hükmü altındaki bölgelerde idarî sistemi yeniden düzenlemiştir. Siyasî, idarî, dinî ve adlî görevlerde kendisine yardımcı olan bir divan mevcuttu. Şeyh Şamil’in oluşturduğu idarî ve askerî yapı, Ruslar’a karşı Dağıstan ve Kafkasya’da yirmi beş yıl boyunca büyük direniş göstermiştir. Rus İmparatorluğu’nun güçlü orduları karşısında unutulmaz destanî bir mücadele veren Şeyh Şamil’in adı Rus işgaline karşı direnen Kafkas kavimlerinin hâfızasına nakşedilmiştir.
(Bu bilgiler Türkiye Diyanet Vakfı’nın çıkardığı İslam Ansiklopedisinden alınmıştır.
Kafkasların yalnız kartalı, İslam'ın mücahid evladı Şeyh Şamil'i vefatının 153. yılında rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Mücahid Şeyh Şamil için kaleme aldığım akrostiş şiirim ile huzurlarınızdan ayrılıyorum.
MÜCAHİD ŞEYH ŞAMİL
Mücadele ruhu, kartal bakışından belli.
Ülke toprağının olur mu hiç bedeli.
Canını hiçe saydı, herkes ona dese de “deli.”
Allah’ın zikri ile oldu yalnız teselli.
İslam’ın mücahid evladı, aynı zamanda “veli.”
Din ve iman yolunda, her daim kılıcında eli.
Şerri def etmek, hayrı feth etmek idi emeli.
Elhamdülillah işte buydu onun fikri ezeli.
Yalnız odur Kafkaslarda mücahidlerin evveli.
Hak Dava’da ömrü geldi geçti hep mücadeleli.
Şanın asla unutulmaz Ey Şamil, bu besbelli.
Ahmet Sandal sunar sana büyük “sevgi seli."
Müslümanlar seni hep tanımalı ve bilmeli.
İzzet ve cesaret ile kaldırdın nice engeli.
Lailaheillallah diyerek canından geçeli.
Vesselam…