Herkes karşısındakini kendisi gibi bilir
Gönlü hoş, gözü tok insanlar, açgözlü insanları, yüreği fitne-fesat insanları da kendisi gibi bilir ve maalesef onlarla insani ya da ticari ilişkileri...
Gönlü hoş, gözü tok insanlar, açgözlü insanları, yüreği fitne-fesat insanları da kendisi gibi bilir ve maalesef onlarla insani ya da ticari ilişkileri girdiğinde zarar gören taraf olur.
Bu kuralı önemsiyorum. Bu toplumda zarar gören ve başı belaya girenler her daim, karşısındakini de kendisi gibi düşünen iyi ve doğru kişilerdir. Çünkü tedbir almazlar. Ya da az tedbir alırlar.
Hâlbuki yanlış ve eğri insanlar tedbirlidir. İçleri fitne ve fesat olduğu için, karşısındakini de fitne ve fesat sanarak tedbir alır, işini kurallara bağlar ve sıkı adım atar.
Fitne-fesat insanlarda empati/sempati (sevgi ve diğerkamlık) yoktur, onun yerine bencillik ve kibir vardır. Onun yerine “aşırı takıntılı olmak” vardır. Onun yerine haset ve kıskançlık vardır.
Bencillik ve kibir şeytanın huyudur. Takıntılı olmak da şeytanın huyudur. Şeytan, kafayı Adem’e taktı. Şeytan Adem’i (insanı) kıskandı.
Fitne ve fesat insanlar şeytan gibi tehlikelidir. Bundan dolayı ben gönlü hoş, gözü tok insanlara şunu tavsiye ediyorum. Herkesi insan sanmayın, dikkatle inceleyin, belki de şeytandır.
Elbette, siz iyi insanlar, doğru karakterli kişiler olarak herkesi de kendiniz gibi biliyorsunuz. Ancak, herkesi kendiniz gibi bilseniz de, herkese baştan iyi niyetle yaklaşsanız da, “aman ha aman, dikkatli olun.”
Yönetimde bilimsel bir teori var. “Dunning-Kruger Teorisi” diye bir teori var. Kifayetsiz Muhteris kişilerin özellikleri Dunning-Kruger Etkisi ile anlatılmaktadır.
Peki, Dunning-Kruger Etkisi nedir? Justin Kruger ve David Dunning isimli iki psikiyatri uzmanı yaptıkları bilimsel araştırmalara dayanarak bir teori geliştirirler. Bu teoriye göre, “cahil ve niteliksiz insanlar, bilgili, kültürlü ve nitelikli insanlardan daha çok kendilerine güvenirler, kendilerini toplumsal yaşamda daha çok öne çıkarırlar.”
Toplumda “meydanı boş buldular” diye bir tabir var ya! İyiler, doğrular ve kanaat sahibi insanlar bir kenara çekilir, aç gözler saldırışa geçerler. Aynen öyle.
Hırslı olmayan, kültürlü, nitelikli, bilgili ve aydın insanlar Yönetimde tevazu gösterip kendilerini öne çıkartmayıp hatta keşfedilmeyi beklerlerken, “cahil, kültürsüz, niteliksiz, hırslı ve hırsız insanlar öne çıkarak, yönetimde etkili olurlar.” Aynen Ülkemizde bir asırdır olduğu gibi.
İşte bu cahil, kültürsüz, niteliksiz, hırslı ve hırsız insanlar kendilerinden başkasına güvenmezler. Hırslı olmayan, kültürlü, nitelikli, bilgili ve aydın insanları yönetimde istemezler.
Ve gelelim en önemli hususa. İşte o hırslı, kötü düşünceli kişiler yönetimde yer aldıktan sonra, aşırı tedbir ve aşırı güvensizlik ile yönetimde, emri altındakilere çile çektirir ve zulüm uygularlar. İyi niyetli ve doğru çalışan kişi de, “nasıl olsa doğruyum, hukuk içerisindeyim, bana bir şey olmaz” diyerek tedbir almaz ve bundan dolayı da, tedbirsizliğinden dolayı da başına bela alır, zor durumda kalır.
Herkes karşısındakini kendisi gibi bilir hususu ve bu konu çok mühimdir. İyi ve doğru kişiler, adil ve ahlaklı kişiler, aman dikkatli olun ve kendinizi kötülerden, alçaklardan koruyun.
Bu yazdıklarım her daim aklınızda bulunsun. Tedbiri sakın elden bırakmayın.