12 maddede Almanya Almanya Almanya

Yurtdışından dönen arkadaşlara, gittikleri yerle ilgili sohbet sırasında, “haydi bakalım 12 maddede sırala, 12 maddede özetle gittiğin Ülkeyi” diyorum. Tabi...

Yurtdışından dönen arkadaşlara, gittikleri yerle ilgili sohbet sırasında, “haydi bakalım 12 maddede sırala, 12 maddede özetle gittiğin Ülkeyi” diyorum. Tabi, karşıdaki kişi, anlatıyor. Bu 12 madde de olabiliyor, daha fazla da olabiliyor. Biz yazacaklarımızı 12 madde ile sınırlıyoruz.

Bundan sonra hangi ülke var? Kim hangi Ülkeden geldikten sonra benimle sohbet eder? Bilmiyorum. Tek bildiğim bu “12 maddelik Ülke Özetlemelerim” devam edecek İnşaallah.

Evet, bir arkadaşımız, dostumuz Almanya’dan yeni döndü. Biz de seyahatiyle ilgili sohbet ettik ve o sohbetten işte bu makale meydana getirildi. Aşağıdaki cümleler zaman zaman arkadaşımın doğrudan sözlerini, zaman zaman da şahsımın sohbetten edindiğim izlenimleri yansıtmaktadır.

İşte, “12 Maddede Almanya Almanya Almanya:

1- Almanya temizliği ile dikkat çekiyor. Ayakkabımız tozlanmıyor dahi. Her yerde yeşillik hakim olduğu için, yeşillik beraberinden temizlik meydana getiriyor. Sokaklar, caddeler yemyeşil. İnsan adeta “tozlu toprakları özlüyor.” Daha doğrusu boş toprakları özlüyor. Boş toprak olmadığı için tozlanma da yok.

2-Almanya’da sıkı kuralcılık ve intizam var. Disiplin denildiğinde elbette “ilk planda Almanlar” akla gelir.

3- Yaşlıların, fabrikalarda, ağır işlerde çalıştığına şahit oldum. Adamların yaşı nerdeyse 70 olmuş, girmişler bir fabrika makinasının altına, cıvata sıkıyorlar. Her tarafı yağ-pas içinde. Bizde ise insanlar 50 yaşından sonra emekli olup “tembel tembel oturmanın hayalini kuruyorlar.” Bunun yanında, bizde başka bir huy daha var. Çalışmak isteyene belli yaşa geldiğinde fırsatta tanınmıyor. Mesela, kamu kurumlarında, memurlardan 50 yaşını geçenlere, “artık senin işin bitmiş” gözüyle bakılıyor. Halbuki, Avrupa’da ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde asıl bu yaştan sonraki insanların tecrübelerinden yararlanılıyor.

4- Kurumsallaşma çok yaygın. Almanya’da ziyaret ettiğimiz fabrika 1909 yılında kurulmuş ve hâlâ ayakta, hâlâ faaliyetteydi.

5- Eğitime ve insan yetiştirmeye çok çok önem veriliyor. İnsanlar bir meslek üzerinde ya da bir hizmet dalında bilgi ve yetenekle donatılıyor. Buna çok özen gösteriliyor.

6- Reel sektör çok kuvvetli. Nerdeyse her köyde bir üretim tesisi, fabrika ya da atölye var. Tabi bu tesisler sıradan ve basit değil. Oldukça güçlü ve büyük tesisler. Bir Almanya’daki bu tesislere bak, bir de bizim köylerdeki kahvehanelere bak. “Allah adildir. Bu Dünyada çalışana ve üretene Allah karşılığını verir. Çalışmayan ve tembel tembel oturup da kahvede ahkam kesenlerin çok olduğu bir Ülkeye, Allah neden müreffeh bir hayat versin ki!” Çalışmayanı bekleyen akıbet sefalettir. İster tek tek vatandaş olsun, isterse topyekun toplum olsun, çalışmayanlar sefil kalırlar.

7- Bu kadar olumlu şeyler sıraladık. Bir de olumsuz bir gözlem yazalım. Arkadaşımın anlattığına göre, Almanya’da ahlaksızlık çok yaygın. “Sokaklar ve parklar adeta yatak odası gibi” olmuş. Allah muhafaza buyursun. Demek ki, iş müreffeh hayatla bitmiyor. Yani ekonomi ve fabrikalarla refah sağlayabilirsiniz, ancak huzur da gereklidir. Huzur için de İslam’ın kural ve ilkeleri gereklidir. “Almanya’da, inşallah İslam hakim olacaktır.”

8- Almanya İkinci Dünya Savaşı’nda adeta yerle bir oldu. Ancak çok kısa sürede kendini toparlayıp sanayi ve gelişmesini sağladı. Demek ki, bir Ülkenin kalkınması ve gelişmesi için çok da uzun sürelere gerek yok. “Çalışmak, çalışmak ve çalışmak.” İşin esprisi ve işin sırrı işte bu üç sözdedir. Alman’lar çok çalışkan bir millettir. Bunu hepimiz biliriz.

9- Almanya’da herkes zengin, herkes çok maaş alıyor diye bir şey yok. Almanya genelinde, “2000 avro” gibi bir ortalama geçim düzeyi sözkonusudur. Çoğunluk bu maaşa yakın (ya biraz üstünde ya biraz altında) bir geçim düzeyine sahiptir.

10- Vatandaşlarımıza ve genelde yabancılara bakışları çok da olumlu değil. Özellikle Türklere karşı çok da sempatik bakış açısına sahip değiller.

11- Ülkemiz hakkında çok da sempatili yaklaşımları olmasa da, Almanlar Ülkemizin AB’ye katılmasına sıcak bakıyorlar ve destekliyorlar.

12- Ürettikleri ürünler kalitelidir. Evet, bu nokta çok önemli. Biz çocukken dahi, oyun oynarken, mesela tel arabası yapardık ve bu tel arabayı sürerken “benimki Alman Malı” diye söyleyip yaptığımız oyuncak arabanın kalitesine atıf yapardık. Demek ki çocukluğumuzda dahi bilincimize Alman Malı’nın kalitesi yerleştirilmiştir.

ABD’yi anlatan yazımın sonunda şöyle yazmıştım: “İşte ABD, olumlu ve olumsuz özellikleriyle ABD. “Olumsuz yanları yere batsın, olumlu yanları herkese örnek olsun İnşaallah.” Bu yazımın sonunda da aynı duygu ve düşüncülerdeyim. İşte Almanya, olumlu ve olumsuz özellikleriyle Almanya. “Olumsuz yanları yere batsın, olumlu yanları herkese örnek olsun İnşaallah.”

SON DAKİKA HABERLERİ

Ahmet Sandal Diğer Yazıları