Müsavat Dervişoğlu'ndan İYİ Parti grup toplantısında sivil anayasa çıkışı!
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, konuşmasına sivil anayasa istemini değerlendirerek başladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİNE ELEŞTİRİ
Dervişoğlu, "Yeni anayasa ile başlayan sarayın yeni entrikaları malumunuz etki ajanlığıyla devam etti. O arada tasarruf tedbirleri tartışmalarına başlandı," diyerek hükümetin anayasa değişikliği sürecini ve bu süreçteki ekonomik politikalarını eleştirdi.
Adalet sistemine de değinen Dervişoğlu, "Elbette bu esnada adalet televizyonlardaki gündüz kuşağı programlarında tecelli ediyor, yargı Ankara'daki yandaş ofislerde dağıtılıyor. Hukuk ise herkesin yüreğini sızlatıyor ama sadece iktidara göre kusursuz işliyor," ifadelerini kullandı. Bu sözlerle adaletin doğru bir şekilde tecelli etmediğini ve yargının tarafsızlığını yitirdiğini belirtti.
22 yıllık iktidarın bilançosunu da değerlendiren Dervişoğlu, "Tam da bıçak kemiği bile kırıp geçmişken, inatla gündemde tutmaya çalıştıkları sivil anayasa heyulasını 27 Mayıs'ın yıl dönümü vesilesiyle yine dillendirdiler." diyerek hükümetin sivil anayasa söylemlerinin zamanlamasını eleştirdi.
''DOĞRU BİR İŞ YAPMAK İSTERSENİZ BİZ HAZIRIZ''
Eğitim sisteminin de ciddi sorunlar yaşadığını vurgulayan Dervişoğlu, "Maarif sistemi yerle yeksan olduğundan artık okullar tabeladan ibaret kalmış, bilimsel çalışmalar yapılamaz hale gelmiş, dernekler, sendikalar, meslek kuruluşları yok olmuş," dedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yasama fonksiyonlarını zayıflattığını, yürütmenin ise yargı işlevlerini üstlendiğini öne sürdü.
Dervişoğlu, erkler ayrılığının kalmadığını belirterek, "Yani tüm erkler birbirine karıştırılmıştır. Kollukta kimin kime operasyon yaptığı belli değildir. Hangi tarikat, hangi cemaat derken emniyet ve jandarma İçişleri'nden alınıp neredeyse Diyanet'e bağlanacak seviyeye gelmiştir." şeklinde konuştu.
Dervişoğlu, 2018'den beri tek adam rejiminin ülkede hâkim olduğunu belirterek, "Bu milletin başına tek adamlığı siz bela ettiniz. Ayrıca neden şikayet edersiniz ki? Bizleri hayatımızın baharında zindanlara gönderen askeri darbeler sizleri saraylara taşıdı." ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, yürürlükteki 1982 Anayasası'nda vesayetin hâlâ var olduğunu, ancak bu vesayetin askeri yönetimlerden ziyade yapılan anayasa değişikliklerinden kaynaklı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın vesayeti olduğunu savundu. "Gelin, doğru bir iş yapmak isterseniz biz hazırız. Bu anayasadan bütün vesayetlerin izlerini birlikte silelim. İşe de Tayyip Erdoğan vesayetini kaldırmakla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye adlandırılan Tayyipizm'den Türkiye'yi el birliğiyle kurtaralım," diye konuştu.
HAYVAN HAKLARI VE SOSYAL SORUMLULUK VURGUSU
Dervişoğlu, İYİ Parti olarak hayvan hakları konusunda verdikleri mücadeleye de değindi. Partisinin bugüne kadar sayısız yasa teklifi, araştırma önergesi ve yazılı soru önergesi verdiklerini, dernekler ve barınaklarla görüştüklerini, dertlerini dinlediklerini ve çözümler geliştirdiklerini ifade etti. "Hayvan hakları yasası çıkmalı dedik. Kontrol ve kısırlaştırma gerekiyor dedik. Bu hususlarda büyük gayret gösteren öncelikle milletvekillerimize ve emek veren tüm partili arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür ediyorum." dedi.
Dervişoğlu, hayvanlara eşya muamelesi yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, "En’am Suresi 38. Ayette ifadesini bulan 'Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir.' İlahi emrini, iman hakikati olarak kabul etmiş bir milletiz. Yüzyıllardır hayvanlara merhamet gösteren, şefkatli bir millet olarak, hayvanlarla çocuklar arasında yaşamsal bir tercih yapmamışız. Elbette bunları kıyaslanacak şeyler olarak da görmemişiz." şeklinde konuştu.
HAYVANLARLA BİRLİKTE YAŞAMAK TÜRKLERİN GELENEĞİ
Vatandaşın geleceğe dair umutsuzluğuna dikkat çeken Dervişoğlu, "Vatandaş bugününden şüpheli, yarınından ise umutsuzdur," diyerek mevcut yönetim anlayışının toplumsal güven ve huzuru zedelediğini ifade etti.
Dervişoğlu, Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasında hayvanlarla birlikte yaşamanın önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
"Bizler Avrupalılar gibi sıfır sokak hayvanı politikası üretecek bir tarihten de gelmiyoruz. Veba salgınını, kedilerle birlikte atlatmış Yörük çadırını, dostu bildiği köpeğiyle birlikte taşımış, Asya’dan Avrupa’ya kısrak başı gibi uzanan bir toprağın çocuklarıyız," ifadelerini kullanan Dervişoğlu, Türkiye'nin hayvanlarla iç içe yaşama geleneğine sahip olduğunu belirtti. Ancak, bazı ülkeler gibi şehir anarşisini de kabul etmeyeceklerini vurguladı: "Gel gelelim birtakım ülkeler gibi, hayvan ve insanların birbirine karıştığı, bir şehir anarşisini de tercih edecek değiliz. Ancak bu anarşiden beslenen vicdan vampirleri kendi riyakarlıklarını örtmek için sabrımızı ve vicdanlarımızı sınıyorlar."
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞINA ELEŞTİRİ
Dervişoğlu, Tarım ve Orman Bakanı'nın sokak köpeklerinin kısırlaştırılmasıyla ilgili yaptığı açıklamaları da eleştirdi. Bakanın, "Bilimsel verilere göre, başıboş köpeklerin çoğalmalarının kontrol altına alınabilmesi, bir sene içinde toplam sayının yüzde 70’inin kısırlaştırılması ile mümkündür. Ancak son 5 yılda ortalama 260 bin, bir yılda en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılabilmiştir," şeklindeki sözlerine atıfta bulunan Dervişoğlu, "Yani paranız mı yok? İmkânınız mı yok sayın bakan? Yoksa işinizi yapmaya niyetiniz mi yok?" diyerek bakanlığı ve belediyeleri görevlerini yapmamakla suçladı.
SİVİL TOPLUM VE GÖNÜLLÜLER ARASINDA KOORDİNASYON VE İŞ BİRLİĞİ GEREKLİDİR
Dervişoğlu, yetkililerin sokak hayvanları sorununu çözmek için sorumluluk alınması gerektiğini belirtti. "Elbette bu sorular belediyeler için de geçerli. Sorumluların birbirine topu atmasına gerek yok." diyen Dervişoğlu, sokak hayvanlarının kontrol altına alınması ve kısırlaştırılması için daha etkin adımlar atılmasını istedi.
İYİ Parti olarak, hayvan hakları konusunda kararlı duruşlarını sürdüreceklerini belirten Dervişoğlu, hükümetin ve belediyelerin sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini vurguladı. "Biz, hayvanların korunması ve haklarının savunulması konusunda gerekli adımları atmaya devam edeceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.
Dervişoğlu, sokak hayvanları meselesinin çözümünün basit ve net olduğunu belirterek, "Öncelikle iyi niyet gereklidir. Sonra merkezi hükümet ile yerel yönetimler, sivil toplum ve gönüllüler arasında koordinasyon ve iş birliği gereklidir. Yapılacak şeyin formülü bellidir: Topla, kısırlaştır, aşıla, koru. Bu süreçte barınakların kapasitesi ve imkânları da artırılmalıdır. Evcil hayvan ticareti tamamen yasaklanmalıdır. Hayvanlar takip edilmeli, onları sokağa terk edenlere yaptırım uygulanmalıdır. Yani hayvan hakları yasası çıkartılmalıdır." ifadelerini kullandı.
BİZ BUNUN ADINI 'MUYAP' KOYDUK
Dervişoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kamu görevlilerinin servislerini kaldırarak başlattığı tasarruf tedbirlerine de sert tepki gösterdi. Bakan Şimşek’in ekonomik krizle mücadelede sunduğu yeni projeyi eleştirerek, "Bu projeyle hem vergi gelirleri artacak hem de esnafın ve vatandaşın ek gelir ihtiyacı karşılanmış olacak. Biz bunun adını 'MUYAP' koyduk, yani 'muhbirlik yap, para kazan' projesi. Sen garibanı gammazla, biz kalantoru kayırırız projesi." dedi.
Dervişoğlu, hükümetin vatandaşları birbirine düşürerek siyasi rant sağlamaya çalıştığını belirtti ve şunları ekledi: "Hayatın her alanında vatandaşı birbirine düşürerek siyasi rant sağlamaya çalıştıklarını biliyorduk ama bunu iktisadi alana çalışacaklarını doğrusunu isterseniz düşünememiştik."
Dervişoğlu, Bakan Şimşek'in aklına vergi borcu affedilen iş adamlarının, ballı maaş alan üst düzey yöneticilerin, israf rekoru kıran saray harcamalarının ve görev zararı konusunda rekor üstüne rekor kıran kamu bankalarının gelmediğini vurguladı. "Ne hikmetse bakanın aklına bunlar gelmemektedir," diyerek sözlerini tamamladı.
İYİ Parti'nin sokak hayvanları ve ekonomik adaletsizlikler konusundaki duruşunu sürdüreceğini belirten Dervişoğlu, hükümetin bu alanlarda daha sorumlu davranması gerektiğini ifade etti.