Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınmasının 90. Yılı

Her yıl 5 Aralık'ta kutlanan Dünya Kadın Hakları Günü, kadınların eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinin önemine dikkat çekiyor. Dünya Kadın Hakları Günü, kadınların toplumsal, ekonomik, politik ve kültürel alandaki haklarının savunulması ve iyileştirilmesi adına dünya çapında farkındalık yaratılmasını hedefliyor.

5 Aralık 1934 yılında, kadınlara "seçme ve seçilme hakkı" tanıyan Türkiye'deki ilk kadın milletvekillerinin seçildiği gün. Bu tarih, Türkiye'deki kadın hakları mücadelesi açısından önemli bir dönüm noktası ancak kadınların eşit haklara sahip olması yolundaki mücadele, hala devam ediyor.

Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı, 5 Aralık 1934’te yapılan Anayasa ve Seçim Kanunu değişiklikleriyle tanındı. Bugün, bu tarihi adımın 90. yıl dönümü kutlanıyor. Kadınların toplumsal hayatta daha etkin bir rol oynamalarına olanak sağlayan bu değişiklik, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor.

5 Aralık 1934’te kabul edilen yasa değişikliği ile, Türkiye’deki kadınlar ilk kez oy kullanma ve seçilme hakkına sahip oldu. Bu adım, Türkiye’yi kadınların siyasal haklarını tanıyan dünyadaki ilk ülkelerden biri yaparak, toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında önemli bir ilerleme kaydedilmesine olanak sağladı.

Kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının ardından, 1935 seçimlerinde 18 kadın milletvekili seçildi. Bu, hem Türkiye’nin hem de dünyanın kadın hakları mücadelesi açısından önemli bir başarı.

DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE KADINA ŞİDDET VAKALARI ARTIYOR!

Dünya genelinde, kadınlar hala birçok alanda eşitsizliğe maruz kalıyor. Şiddet, ayrımcılık, ücret eşitsizliği, eğitimde fırsat eşitsizliği gibi sorunlar, kadınların yaşamlarını olumsuz etkileyen temel problemler arasında yer alıyor. Bu nedenle, Dünya Kadın Hakları Günü, kadınların toplumsal ve bireysel haklarının güvence altına alınması için küresel bir harekete dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan bir gün olarak kabul ediliyor.

TÜRKİYE'DE KADIN CİNAYETLERİ!

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar, fiziksel ve psikolojik şiddetin mağduru olmaya devam ediyor. Kadınların eşitlik, özgürlük ve güven içinde yaşama hakları, her geçen gün daha fazla tehdit altında. Son yıllarda Türkiye’de artan kadın cinayetleri, toplumsal hafızada derin izler bırakırken, ülke gündeminde de geniş yer tutuyor.

Kadınlara yönelik şiddet, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal, psikolojik ve ekonomik olarak da kendini gösteriyor. Kadınlar, evde, iş yerinde, sokakta ve hatta eğitim hayatlarında bile şiddetle karşılaşıyor. Erkek şiddeti, sadece kadının fiziksel sağlığını değil, ruhsal ve psikolojik sağlığını da olumsuz etkiliyor. Kadınların yaşadığı şiddet, toplumsal eşitsizliklerin ve derinleşen cinsiyet ayrımcılığının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye’de, özellikle son yıllarda artan kadın cinayetleri, kamuoyunun tepkisini çekiyor. Kadın cinayetlerinin, aile içi şiddet vakalarının ve cinsel saldırıların sayısındaki artış, kadınların toplumsal güvenlik ve haklarını savunmak adına güçlü önlemler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. 2020 ve 2021 yıllarında yaşanan birçok kadın cinayeti, toplumsal bir yara haline gelirken, bu cinayetlere karşı hukuki ve toplumsal mücadeleler devam ediyor.

Kadın hakları savunucuları, eşitlikçi bir dünya yaratabilmek için yasa ve politikaların güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında daha fazla adım atılması gerektiğini ifade ediyor. Bugün, her ülkede, kadınların sesini duyurması ve eşitlik için verdikleri mücadelenin daha fazla görünür olmasının önemi bir kez daha vurgulanıyor.

5 Aralık, aynı zamanda kadınların haklarını savunmak için çalışan sivil toplum kuruluşlarının ve aktivistlerin dayanışma gösterdiği, tüm dünyada etkinliklerin yapıldığı bir gün olarak kutlanıyor. Kadın hakları konusunda farkındalık oluşturulurken, daha adil ve eşit bir toplum için toplumsal bilincin artırılması hedefleniyor.

Kadın hakları savunucuları, kadın cinayetlerini önlemek ve şiddete karşı daha etkili mücadeleler oluşturmak için hükümetten daha somut adımlar atmasını bekliyor. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun uygulanabilirliğinin artırılması, kadınların şiddet karşısında hukuki olarak daha iyi korunması gerektiği vurgulanıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber