UnitedHealthcare CEO’sunun cinayeti: Luigi Mangione hakim karşısında

26 yaşındaki Mangione, cinayet ve terör eylemi suçlamalarını reddederken, dava hem federal hem eyalet düzeyinde ilerliyor.

Federal suçlamalar, ölüm cezası ihtimalini barındırırken, eyalet suçlamaları şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasını içeriyor. Savcılar, davaların paralel şekilde yürütüleceğini ve öncelikli olarak eyalet suçlamalarının mahkemeye taşınacağını belirtti.

Mangione’nun avukatı Karen Friedman Agnifilo, müvekkilinin kamuoyu baskısı nedeniyle adil bir yargılama hakkının tehlikeye atıldığını savundu. New York Belediye Başkanı Eric Adams gibi yetkililerin açıklamalarının jüriyi etkileyebileceğini belirten Agnifilo, “Müvekkilim savaşan yargı makamları arasında bir pinpon topuna dönüştü” dedi.

Eyalet mahkemesi yargıcı Gregory Carro, Mangione’nin adil bir şekilde yargılanacağını ifade ederek, mahkeme salonu dışında gerçekleşenler üzerinde kontrol sahibi olmadığını dile getirdi.

Savcılara göre, Mangione 4 Aralık sabahı Manhattan’da bir yatırımcı konferansına giderken Brian Thompson’a silahlı saldırıda bulundu. Beş gün süren arama çalışmaları sonrası Pennsylvania’da bir McDonald's'ta sahte kimlik ve olayda kullanılan silahla yakalanan Mangione, sağlık sigorta sektörüne yönelik düşmanlığını ifade eden notlar taşıyordu.

Cinayet, ABD’de sağlık sigortası sistemine yönelik eleştirileri yeniden gündeme getirdi. Yüksek sigorta primleri ve tıbbi maliyetlerin halk üzerindeki baskısı, bazı kesimlerce cinayetin “sisteme yönelik öfkenin bir yansıması” olarak değerlendirilmesine neden oldu. Ancak bu durum, büyük kurumsal şirketlerde güvenlik endişelerini artırdı.

Mangione, Maryland’in prestijli ailelerinden birine mensup ve Ivy-League mezunu olmasına rağmen, son dönemlerde ailesinden ve arkadaşlarından uzaklaştığı ifade edildi. Cinayetin işlendiği yerde bulunan mermi kovanlarında “inkar”, “savunma” ve “ifade” gibi kelimeler yazılı olduğu belirtilirken, bu detaylar sektörü eleştiren bazı kitaplara gönderme olarak yorumlandı.

Thompson’ın öldürülmesi, sağlık sigortası sistemine duyulan memnuniyetsizliği daha görünür hale getirirken, şirket yöneticileri üzerindeki tehdit algısını artırdı. ABD’nin sağlık hizmetleri için kişi başına en fazla harcama yapan ülke olduğu bilinirken, sigorta primleri ve cepten ödemelerin giderek yükselmesi halkın tepkisini büyütüyor.

Mangione’nin yargı süreci, hem sigorta sektörü hem de adalet sistemi açısından kritik bir dönemeç olarak görülüyor.