Âdâb-ı Muâşeret" Nedir?
Âdâb-ı Muâşeret, toplumda diğer insanlara karşı sergilenen zarafet ve inceliklerin tümüne denir.
Edep kelimesinin çoğulu olan “Âdâb" ve birlikte yaşayıp iyi geçinme olan muaşeret kelimelerinin birleşiminden oluşan bu görgü kuralı sosyal ve ahlaki davranışın da temelini oluşturmaktadır.
Kâinatı en güzel şekilde var eden Allah, Tin suresi 95/4 ayetinde “Biz insanı en güzel şekilde yarattık” şeklinde buyurmuştur.
Allah insanlara düzenli bir hayat yaşamaları için doğru ve yanlışı göstermiştir. Kur'an'ın bize öğrettiği ahlâk ve âdâb, zamana mekana göre değişmeyen evrensel hayat duruşunu temsil eder.
Peygamberimiz (s.a.v)' bu hakikati Kur’an’da şöyle belirtilmektedir:
“Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin”(Kalem,68/4) derken şu ayette de davranışın ve insanın doğruya güzele uyması gerektiğini şöyle buyurur:
" Ben, ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için gönderildim.”
ADAB-I MUAŞERETE TOPLUMDAN ÖRNEKLER
Toplumda bazı kurallara uyarak doğruyu güzeli ayırt eder ve çevremize de örnek oluşturabiliriz. Bunlardan bazıları;
SELAMLAŞMAK
İnsanlar birbirlerine gördüklerine veya bir yerde ayrılacağı zaman güzel temennilerde bulunmalıdır.
YEMEK ADABI
Yemek yerken ağzı şapırdatmamak, lokmayı ağzı kapalı çiğnemek, yemek yerken konuşmamak, sofrada ev sahibiyseniz misafir buyur etmek ve misafir başlamadan yemeğe başlamamak sayılabilir.
KONUŞMA ADABI
Konuşurken karşımızdakini dinlemeli , sözünü kesmemeliyiz. Biz de konuşacağımız zaman güzel bir üslupla ve ses tonuyla konuşmalıyız.
TOPLU TAŞIMA ADABI
Herhangi bir toplu taşımada telefonla veya yanındaki kişiyle gülerek, yüksek sesle konuşup başkalarını rahatsız etmemeli yaşlı hamile ve gazi olan yolculara yer vermeli, araçlarda kapıların önünü kapatmamalı ineceklere öncelik verilmeli.
TELEFON ADABI
Önce kendinizi tanıtmalı, telefonda laf fazla uzatılmamalı, cevapsız aramaya geri dönmeli, özel meseleleri başkalarının duyacağı kadar yüksek sesle konuşmamalı, başkasının telefonu karıştırılmamalı, çok erken veya geç saatlerde arama yapılmamalı.