İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanvekili Mustafa Şahin: "Üretim de tüketimde durgun"

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanvekili Mustafa Şahin, “İnşaat sektörü iyi durumda değil. İnşaat maliyetleri çok yüksek. Bu yüzden sektörde üretim de tüketim de durgun seyrediyor” dedi.

İçinde yaşadığımız daralma kriz inşaat sektörünü de fazlasıyla etkiledi. Bu etkileşim gerek alıcı gerekse satıcı açısından oldukça zor hale geldi. Bu zorlukların neler olduğu konusunu İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanvekili Mustafa Şahin’e sorduk. Şahin, inşaat sektöründeki durumu Yeni Ankara'ya anlattı.

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ÜRETİMDE, TÜKETİMDE DURGUN

"İnşaat sektörü maalesef iyi durumda değil. Nedenleri ise maliyetlerin çok yüksek olması. Bu yüksek maliyetler nedeniyle müteahhitlerin yaptıkları binaların satışları oranları oldukça az, satış olmayınca da üretimde haliyle geriliyor.

Faizler çok yüksek iş yapmak ve para kazanmaktan ziyade iş insanları faiz üzerinden para kazanmayı tercih ediyorlar. Haklılarda oturduğu yerden yüzde 50 getiri sağlayan bir faiz sistemi var buda yaptığı işi %50 kazanma ihtimali hiç vermediği için bu sebeple inşaat sektöründe hem üretimde hem de tüketimde bir durgunluk söz konusu. Daire sahibi olmak isteyenlerin bu sebeple konuta sahip olması erişimlerini daha da zorlaştırıyor. Bu sıkıntılar daha büyüyecek gibi gözüküyor akaryakıttaki fiyat artışları, vergisel düzenlemeler, işçiliğe gelen zamlarla birlikte artan maliyetler yansımasıyla inşaat yapmak kadar alma gücüde azaldı.

Az da olsa 11 aydan bu yana bir hareket var ama bu hareket maliyetlerin gerilemesinden değil, müteahhit arkadaşlarımızın satıştan ve finansman zorluğundan kaynaklı kısmi olarak daireleri daha uygun fiyatlı satıp finansman ayağını doğru işletmek adına yaptıkları satışlarla hareket varmış gibi gözüküyor."

SORUNUN SEBEBİ ARSA MALİYETLERİNİN YÜKSEK OLMASI

"İnşaat sektöründeki asıl sorun arsa maliyetlerindeki yükseklik. Konfederasyon olarak bize bağlı meslektaşlarımızın birçoğu özel inşaat yapıyor. Yapılan inşaatta kat karşılığı arsa bedeli ödenerek yapılması, bu oran Ankara genelinde yüzde 50 civarında olup buda şu demek 100 m2 bir daire üretiyorsan aslında 200 m2 daire maliyetiyle işe başlanması anlamı taşıyor. Dünyadaki en yüksek arsa satış maliyeti Türkiye’de, dünya genelinde bu oran yüzde 30 u geçmez.

Diğer bir sıkıntı kalifiye eleman yok, kalifiye eleman olmadığı için işçi maliyetleri çok yüksek. Bunların hepsi bir araya geldiğinde yüksek maliyete, buda konuta erişimi zorlayıp, dar gelirliyi bırakın orta gelirlinin de üstündeki kişilerin bile daire sahibi olma olasılığı ortadan kaldırıyor.

Konfederasyon olarak yakın bir tarihte bir çalıştay düzenledik. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurumda bu çalıştayımıza katıldı. Burada birçok sorunumuzu dile getirdik. En büyük sorunumuz olan arsa sorununun çözümü ise devletimizin hazine arazileri üzerine arsa üretmesi gerektiğini vurguladık. Üretilen bu arsalar üzerine müteahhitlerimiz yapacakları inşaatların maliyetleri daha düşük olacağı için alım gücünün de daha yüksek olabileceğini belirttik. Türkiye’de var olan bu sıkıntılardan dolayı çoğu müteahhitlerimiz kendilerine yeni bölgeler bulsun diye yurt dışı çalışmalar yapıyoruz. Kıbrıs ve Ukrayna olmak üzere iki bölge üzerinde hızlı çalışmalarımız var."

MÜTEAHİTLİK SINIFLANDIRILMASI KANUNU

"Müteahhitlik Sınıflandırılması Kanunu çıktı. Bu bizinde desteklediğimiz bir kanundu. Müteahhitler sınırlandırıldı herkes artık her işi yapamıyor ama burada da aksayan yönler mevcut. Eskiden Türkiye genelinde dört yüz bine yakın aktif müteahhit varken şu anda bu sayı atmış yetmiş binlerde. Bu yetmiş bin müteahhittin de yaklaşık yüzde 70’lik bölümü taş grubu dediğimiz yani en alt grup sınıflandırılmasına tabii.

Türkiye’de İnşaat sektöründe müteahhitlerin mesleki bir tanımı yok, Türk Ticaret Kanunu’na göre “Basiretli Tüccar” diye geçiyor. Dolayısıyla parası olan herkes inşaat yapabilir. Bu dünyada böyle değil diğer gelişmiş ülkelerde yaptığı işi bilme ve öğrenme zorunluluğu varken Türkiye’de ise maalesef şantiye şefliği yöntemi, yapı denetim yöntemi yerel yönetimlerdeki denetim sistemiyle denetlemeye çalışıyoruz. Doğal olarak ta burada da çok ciddi aksaklıklar meydana geliyor, bizler için de bu durum çok acı."

6 ŞUBATIN EKONOMİYE VERDİĞİ HASAR

"Hükümetimiz bu ağır ekonomik sorunları düzeltmeye çalışırken meydana gelen 6 Şubat depremleriyle birlikte daha da büyüyen bir kriz oluştu. Bu dışardan görüldüğü gibi sadece eleştirilip geçilecek ya da sadece muhalefet olsun diye konuşulup çözülecek bir sorun değil. Bu ağır yıkımın sebep ve sonuçları tartışılabilinir fakat ortaya çıkan sonucun çözümleniyor olması gerekir buda ancak parayla olacak bir şey bu da ha dediğiniz zamanda olma olasılığı zor bir durum. Allah korusun ama İstanbul’da beklenen depremi emin olun kaldırabilecek gücümüz ve kudretimiz yok. Sanayinin ve ekonominin can damarı olan İstanbul’da oluşacak bir deprem altından kalkılmayacak büyük sorunlar doğurur. Yaklaşık yedi milyon konutun dönüşmesi gerekiyor bu gerçekten çok zor. Ekonomik olarak buna gücümüzün yeteceğini sanmıyorum.

Kamuoyunda söylendiği gibi vatandaş mağdur diye bir söylemle de çıkamayız. Vatandaşın 100 m2'lik bir yeri var evim yenilensin gene bana 100 m2 verilsin dediği zaman bu olmuyor. Belirttiğimiz gibi yüzde 50 ile çalışan müteahhit ancak 50 m2’lik ev teslim edebilir, devletimiz burada destek oluyor bu oran 70 m2 çıkıyor ama vatandaş gene kabul etmiyor illa 100 m2 evim olsun istiyor. Bu çözümü çok zor bir durum” ifadelerini kullandı."

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber