İsmiyle müsemma cennet Nallıhan ve dertli Çayırhan
Güdül ve Beypazarı ziyaretleriyle başladığımız Ankara’nın ilçelerini dinleme, aktarma gezilerimize Nallıhan’la devam ediyoruz. Genel Yayın Yönetmenimiz Orhan Kemal Erkılıç ve Yayın Danışmanımız Ali İnandım ile birlikte, Ankara’yı dolaşmaya devam ediyoruz.
ÖZEL HABER: YASİN ŞAHİN
Ankara'ya 160 km uzaklıkta yer alan Nallıhan, tarihi İpek Yolu üzerinde oldukça önemli bir ilçe. Nallıhan ismini duyunca birçok kişinin aklına Nallıhan Kuş Cenneti geliyordur diye tahmin ediyorum ki bu bilinirliği ve çok daha fazlasını hak eden ismiyle müsemma bir yer adeta bir cennet. Nallıhan Kuş Cenneti; aralarında nesli tükenme tehlikesinde olan Küçük karabatak, Kaya kartalı, Bıldırcın kılavuzu, Yaz ördeği, Ulu doğan, Peçeli baykuş, Küçük kerkenez ve Kara Leylek gibi türlerinde olduğu toplam 179 kuş türünün bulunduğu bir bölge. Tahminen milyonlarca yıl önce iç deniz olan Kuş Cenneti Bölgesi, suyun çekilmesi ile oluşan doğal bir erozyon ile şu anki renkli yapısına sahip olmuş. Kuş cenneti yaklaşık 425 hektarlık bir alana sahip.
Bolu’ya da 100 kilometrelik bir mesafede olan Nallıhan’da Kuş Cenneti, Nallıhan ilçesine bağlı Davutoğlan Köyü sınırları içinde bulunan Aladağ Çayı'nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde yer alıyor.
Soyu tehlikede olan Kara leyleğin Türkiye'de en çok yaşadığı bölgenin de burası olduğunu belirtelim.
Nallıhan’da Kuş Cenneti dışında, şifalı olması sebebiyle Uyuzsuyu ismini alan Ilıca Şelalesi, Anıt Ağaç, Kuzucular Köyü Kanyonu, Karacasu Köyü ve Bacım Sultan Türbesi de görülmeye değer mekanlardan bazıları. Ilıca Şelalesi ayrıca Ankara’nın sahip olduğu tek şelale.
26 binden fazla nüfusun olduğu Nallıhan’da özellikle domates ve biber üretiyor. İlçede mikroklima sebebiyle pirinç de üretiliyor. Ankara’da, işlenmemiş pirinç tanesi olan Çeltik’in üretildiği tek ilçe olan Nallıhan’ın Çömlek çatlatan pirinci ismiyle anılan bu pirinci üretimi konusunda daha inatçı olması gerekiyor. Tabii gelmişken pirinç pilavının tadına kesinlikle bakmalısınız. Kocaman taneleri sebebiyle çömlek çatlatan pilavı olarak geçen bu lezzet ilerde adından çok bahsettirebilir tıpkı aynı pirinçle yapılan Nallıhan Kapaması gibi.
Sarıyar ve Yenice Hidroelektrik santralleri ile bölgenin önemli enerji üretim tesislerine de ev sahipliği yapan ilçe, Kuş Cenneti ve şelalesiyle her geçen gün daha da hareketlendirdiği turizmin yanına enerji ve üretimi de ekleyerek gelişimini hızlandıracak gibi duruyor.
Çayırhan sineklere teslim olmasın
Enerji üretimi demişken Nallıhan’dan 38, Beypazarı’ndan 24 kilometre uzaklıkta olan Çayırhan’a geçtim. Çayırhan, 1974-2014 yılları arasında bir belde iken şimdilerde bir mahalle. Çayırhan bilindiği gibi önemli bir üretim merkezi. Sodyum Sülfat Fabrikası ve Çayırhan Termik Santrali ile hem ilçeye hem bölgeye ciddi bir istihdam ve üretim kaynağı olan yaklaşık 8 bin kişilik bir mahalle Çayırhan.
2014 yılında Büyükşehir Yasası ile öncesinde belde belediye başkanı ve 5 muhtarı olan Çayırhan, tek bir muhtar tarafından yönetilen bir mahalleye dönüşmüş. Özellikle 12-13 bin civarı olan hareketli nüfusun sadece 8 bine yakının ikametini Çayırhan’da tutuyor oluşu bir anlamda daha az gelirle daha çok insana hizmet etmek anlamına geliyor.
Özellikle madencilik sebebiyle Batı Karadeniz illeri Bartın, Karabük ve Zonguldak’tan göç alan Çayırhan’da hareketli nüfus ile resmi nüfus arasındaki makasın kapanması gerekiyor. Nallıhan Belediyesi tarafından Çayırhan Mahallesi’nde görevlendirilen Nallıhan Belediye Başkan Yardımcısı Cengizhan Akdemir, Büyükşehir yasasından sonra oluşan sorunlardan bahsetti. Akdemir’e göre Çayırhan, 2014’ten önce rahatlıkla kendini idare eden, idare etmek dışında ciddi bir kaynak akışı da sağlayan bir beldeydi. Çayırhan, Büyükşehir’e bağlanıp Mahalleye dönünce özellikle gelirlerin İçişleri Bakanlığı’na akışı mahalleye ciddi zarar veriyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından EGO Genel müdürlüğünce tahsis edilen otobüs sayesinde vatandaşlar ilçe merkezine gidebiliyor. Sabah ve akşam olmak üzere 2 sefer yapan otobüs için Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkürlerine ileten Akdemir, sinek ilaçlaması konusunda ise mahalledeki eksiği dile getiriyor. Çayırhan Belediyeye sahipken, henüz larva iken ilaçlama yapılan mahallede 2014’den sonra bu anlamda ciddi eksikler var diyen Akdemir, vatandaşın büyükşehir ve ilçe belediyesinin yetki alanını tam olarak idrak edememesine de değindi.
Çayırhan Mahallesi eski muhtarı Bilal Şerbetçi de benzer sorunu dile getirdi. Çayırhan’ın Büyükşehir yasası sonrası ‘Yaşanılır bir kentten yaşanılamaz bir mahalleye’ dönüştüğünü aktaran Şerbetçi akşamları sinek sebebiyle sokağa çıkmanın mümkün olmadığını havalar ısındıkça bu durumun daha fazla artacağını belirterek çözüm beklediğini aktardı. Tekrar belde olmayı hak ettiklerini söyleyen vatandaşlar da bürokrasi sebebiyle çok daha yavaş ilerleyen bazı hizmetlerin eskisi kadar hızlanmasını bekliyor.
Elçiye zeval olmaz, Çayırhan, beldesine kavuşmak, sineklerden kurtulmak ve özgürce göl havasının keyfini sürmek istiyor.
Şaşırtıcı düzeyde misafirperverlikle karşılandığım Çayırhan insanına teşekkür etmem gerekiyor. Bir kez daha yolumun düşmesini iple çekiyorum. Bir dahaki gelişimde bu şikayetlerin bitmiş olmasını dileyerek Çayırhan’dan ayrılıyorum.