Güdül, ‘sakin’ kalabilecek mi?
www.anadolugazete.com.tr ailesi olarak Genel Yayın Yönetmenimiz Orhan Kemal Erkılıç ve Yayın Danışmanımız Ali İnandım ile Ankara ilçelerini ziyaret ediyoruz. Benim için büyük tecrübe olan bu ziyaretlerde ilçelerin son durumunu yerinde gördük…
ÖZEL HABER: YASİN ŞAHİN
Ankara’nın 90 kilometre kuzeybatısında yer alan İç Anadolu’nun ilk “cittaslow” yani “Sakin Şehir” unvanlı Güdül’ündeyiz… Karasal iklim görülen ilçenin topraklarına Sakarya nehrinin kolları olan Kirmir, Suvari ve İlhan çayları hayat veriyor. 1 Eylül 1957 tarihinde Ayaş’tan ayrılıp ilçe olan bu sakin şehrin Türk Boylarından olan Afşar ve Kayı adlarında iki de mahallesi var. Güdül isminin geçmişinin Anadolu Selçuklu hükümdarı 1. Mesut dönemine kadar uzandığı rivayet ediliyor. 2000’li yılların başında 20 bin civarı olan nüfusu Büyükşehir Yasası’nın ve verdiği göçlerin etkisiyle günümüzde 8500 - 9000’e kadar düşmüş durumda olan Güdül’de karşılaşacaklarım ve duyacaklarım konusunda oldukça heyecanlıyım.
Türkiye’de şimdilik 22 tane olan ‘cittaslow’ “Sakin Şehir”’lerden biri olan Güdül bu anlamda Ankara’da tek. Peki Sakin Şehir (Cittaslow) nedir? Dünyada geleneksel yaşam ve üretim biçimlerini koruyan şehirlerin yer aldığı Sakin Şehir hareketi her şehrin, her bölgenin kendine özgü dokusunu, geleneklerini, doğal güzelliklerini korumak amacıyla başlatılan bir hareket. Türkiye’nin 18’inci sakin şehri olan Güdül, İç Anadolu ve Ankara’da bu unvana sahip ilk ilçe olmuştu.
SAKİN ŞEHİR OLMANIN TEMEL ŞARTLARI
*Nüfusun 50 binden az olması
*Altyapı
*Üretim
*Temiz hava
Yukarıda yer alan maddeler Güdül için risksiz olan maddeler…
El sanatları ve üretim konuları ise şimdilik sorunsuz görünse de bir risk teşkil ediyor. Özellikle üretim ve el sanatlarının artması Güdül’ün sakin şehir unvanını daha iyi değerlendirmesini sağlayacak olan turizm için de vazgeçilmez özellikler.
İlçede sosyal hayatın çok fazla olmaması, eskiye oranla neredeyse bitme noktasına gelen ‘Güdül Leblebisi’ üretimi, insanların ilçeyi gezmesini teşvik edecek yapı ve tabelaların olmaması bir anlamda Güdül’ün ‘Sakin Şehir’ etiketini zedeliyor.
MEMNUNİYET VE TALEP VAR
İlçeye adımınızı atar atmaz bir sükunete teslim oluyorsunuz. Pazartesi günü merkezde kurulan pazar dışında bu sükuneti azaltan pek bir şey yok ilçede. Ekonomik ve sosyal hayat olarak yaşayanların çok fazla şikâyetinin olmadığı bir yer Güdül. Merkez Yenimahalle Mahallesi Muhtarı Ali Bayatlı, 550 nüfuslu mahalle için bazı sorunlardan bahsetti. O sorunlardan biri, birkaç yıl önce gelen doğalgazdan sonra kaldırımların gelişigüzel yapılması. Oldukça yüksek yaş ortalamasına sahip olunan ilçede bu sıkıntılı kaldırımlar ciddi bir sorun teşkil ediyor. Çok seyrek gelen çöp arabası ve özellikle çarşıda pazar kurulduğunda yaşanan alan yetersizliği de diğer iletmemiz istenen konulardı. Elçiye zeval olmaz…
Güdül denince akla ilk gelen besinlerden biri olan ‘Güdül Leblebisinin üretiminin ciddi şekilde düşmesinin temel nedeni olarak işgücü eksikliğinden bahsediliyor. Hâlâ ciddi şekilde nohut üretilen ilçede nohuttan leblebi yapımı çok azalmış durumda.
TURİZM AÇISINDAN AVANTAJLARI VAR
Belediyeden sosyalleşme alanı talep eden ilçeliler, turizm anlamında da Balâ’nın daha iyi tanıtılması gerektiği görüşünde. Güdül’ün ilerleyen zamanlarda “Sakin Şehir” unvanını kaybetmemesi için turizm hareketliliğini sağlaması gerekli. Bu anlamda İnönü Mağaraları, Sorgun Göleti ve Kirmir Vadisi önemli. Doğa yürüyüşü, sportif olta balıkçılığı için uygun alanları bulunan Güdüllüler gelecekten umutlu.
Ekonomide Tiftik Keçisi yetiştiriciliği, sebze üretimi, kiraz ve süt üretiminde şanlı olan Güdül, düzenlenen Kiraz Festivali ile adını duyuruyor. Temmuz ayı içinde Kapama Şöleni düzenlenen Güdül’ü görmek, lezzetlerini tatmak için festival ve sonrası iyi bir zaman…
ANKARA GÜDÜL’DE TİFTİK KEÇİSİ
Güdül, Ankara Tiftik Keçisi’nin en yoğun olduğu ilçe. Boyacı Mahallesi Muhtarı Bahriye Hanım da bunu fırsata çevirmeyi başarmış. 250 nüfuslu Boyacı Köyü’nde kadınlarla el ele verip önce muhtar olan daha sonra da seçim vaadi olarak açıkladığı Fengere Kadın Eli Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ni kuran Bahriye Süer, köyün kadınlarıyla beraber, evlerin bahçelerinde üretilen sebzelerle yemek, sos ve reçel yaparak kadınlara hem istihdam sağlıyor hem de köyü kalkındırmayı başarıyor. Mantı ve bazlama da yapılan bu kooperatifte üretilen ürünler Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin başkent ekonomisi için önem taşıyan Ankara Halk Market’lerinde kendine alıcı buluyor. İlçedeki Tiftik Keçisi üretiminin etkisiyle dokumacılık da mevcut. Dokumacılık ilçede kendisine zamanla daha fazla da yer bulabilir. Bununla ilgili özel çalışmalar da var elbette. Boyacı Mahallesi Muhtarı Bahriye Süer bu iş için elinden geleni yapan isimlerden biri.
Ankara ekonomisi, tanıtımı ve ilçelerdeki kadınlar için büyük önem taşıyan kadın kooperatifleriyle ilgili farkındalık oluşmuş durumda. Bunların gelişmesi umuduyla Beypazarı’na doğru yola çıkıyoruz…