Prof. Dr. Meryem Beklioğlu: Mogan Gölü'nün dip çamurunun kazılması azot ve fosforu artırdı
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü ve Ekosistem Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden (EKOSAM) Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, Ankara Mogan Gölü'nde meydana gelen ipliksi alg oluşumuyla ilgili anadolugazete.com.tr'nin sorularını yanıtladı. Beklioğlu, gölde 27 yıldır devam eden ekolojik izleme programı sonuçlarına göre, gölün dip çamurunun kazılmasının, gölde bulunan fosfor ve azot gibi besin tuzlarını artırarak gölün ekolojik yapısını bozduğunu söyledi.
ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü ve Ekosistem Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden (EKOSAM) Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, Gölbaşı Mogan Gölü'nde yapılan dip çamuru kazısının gölün ekolojik yapısını nasıl bozduğunu şu sözlerle anlattı:
“Dip çamurunun kazılması su içi bitkilerini yok etti ve aynı zamanda da sudaki besin tuzlarının (azot ve fosfor) yoğunluğunun artmasına neden oldu. Bu durum, artan sıcak havalarla birlikte su yüzeyinde ipliksi alglerin üremesine yol açtı. Gölün ekolojik yapısı ve biyoçeşitliliğin korunması için su içi bitkilerin büyümesi ve yayılmasına izin verilmeli ve bir daha dip çamuru kazınmamalıdır.”
Beklioğlu, su yüzeyine çıkan yeşil tabakanın yosun değil, ipliksi algler olduğunun altını çizdi.
"DİP ÇAMURUNUN KAZILMASI TAMAMEN YANLIŞTI"
Prof. Dr. Beklioğlu, Mogan Gölü’nün ekolojik yapısının korunmasında su içi bitkilerin hayati önem taşıdığını vurguladı. Beklioğlu, “Bitkilerle mücadele edeceğiz diye gölün dip çamurunu kazdılar, bu tamamen yanlıştı. Su içi bitkileri, gölün ekolojik yapısını korumak için gölün sigortasıdır. Şu an bunları öldürdüler.” dedi.
Bitkilerin yok edilmesiyle birlikte, göl tabanında depolanan ve su içi bitkilerinin kullandığı azot ve fosforun suda artmasına neden olduğunu belirten Beklioğlu, bu durumun sıcak havalarla birleşince ipliksi alglerin üremesine zemin hazırladığını ifade etti.
"SU İÇİ BİTKİLERİN YOK EDİLMESİ EKOSİSTEMİN YAPISINI VE BİYOÇEŞİTLİLİĞİNİ BOZUYOR"
Prof. Dr. Beklioğlu, su içi bitkilerin kaybedilmesinin göldeki ekosistemi ciddi şekilde etkilediğini belirterek, “Su içi bitkilerini kaybedersek, yerini ya zehirli siyonobakterler alıyor ya da ipliksi algler alıyor,” şeklinde konuştu. Beklioğlu, Mogan Gölü’nde 27 yıldır araştırmalar yaptığını ve gölün biyoçeşitliliğinin zaman içinde fosfor ve azotun artmasıyla azaldığını söyledi.
"GÖLÜN EKOLOJİK DENGESİNDE KUŞ TÜRLERİ DE ETKİLENİYOR"
Göldeki su içi bitkilerin yok edilmesiyle birlikte, bu bitkiler üzerinde yaşayan birçok omurgasız canlının da yok olduğunu belirten Beklioğlu, özellikle dalıcı ördeklerin beslenme alanlarının kaybolduğunu vurguladı. Beklioğlu, “Dalıcı ördekler, dip dalıcılar ve yüzey dalıcı ördeklerin beslenme alanı bu bitkilerdir. Bu nedenle bazı ördek türlerini kaybediyoruz. Sadece bitkiden beslenen sakar mekeler şu an evcil hayvana dönüşmüş durumda, herkes ekmek atıyor ve sindirim sistemleri bozuluyor.” dedi.
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü ve Ekosistem Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, su içi bitkilerin yok edilmesinin balıklarla beslenen balıkçıl kuşların artmasına neden olduğunu; ancak bitkilerin bulunduğu bir gölde hem bitkilerle hem de balıklarla beslenen zengin bir kuş çeşitliliği olduğunu ifade etti.