Ankara'nın ilk kuru kahvecisi 103 yıldır damaklarda tat bırakıyor

Kahvehanenin işletmecisi Ahmet Hamdi İncegül, ailesinin dört kuşaktır bu mesleği sürdürdüğünü belirterek, işletmenin tarihçesini Yeni Ankara'ya anlattı.

Dedesinin 1922'de İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini belirten İncegül, "Dedem 1922 yılında İstanbul’dan Ankara’ya gelerek kentin ilk kuru kahvecisini açtı. O günden bu yana biz de aile olarak kahve geleneğini sürdürüyoruz. 53 yıldır bu işletmeyi ben yönetiyorum." dedi.

Kahvenin Türk kültüründeki önemini vurgulayan İncegül, kaliteli bir Türk kahvesinin dört temel unsurunun olduğunu şu sözlerle açıkladı: "Kahvenin menşei iyi olmalı, tam kıvamında kavrulmalı, ince öğütülmeli ve sevgiyle pişirilmelidir. Biz Brezilya’nın dağ kahvesini kullanıyoruz ve müşterilerimize en iyi deneyimi sunmaya çalışıyoruz."

TOPLUMSAL BİR SİMGE

Kahvenin toplumsal ve kültürel bir simge olduğunu belirten Hamdi İncegül, "Kahve, misafir ağırlamaktan kız isteme törenlerine kadar pek çok özel ânın vazgeçilmez bir parçasıdır. Kahve, yalnızca bir içecek değil, aynı zamanda bir sohbet ve paylaşım aracıdır." diye konuştu.

Ekonomik gelişmelere de değinen İncegül, kahveye olan talebin arttığını ancak üretimin yeterli seviyede olmadığını ifade eder şunları söyledi: "Kahve fiyatlarının yükselmesinin sebebi üretimin talebi karşılayamamasıdır. Biz ise kaliteden ödün vermeden bu geleneği sürdürmeye devam ediyoruz."

Ulus’un tarihi dokusu içinde kahve kültürünü yaşatan Gül Kahve, yıllardır müdavimlerini ağırlarken, yeni nesillere de kahve tutkusunu aktarmaya devam ediyor.